Bildiri Avrupa Halkları — ayağa kalkın!
Dünya savaşı tehlikesi, tehdit edici bir fırtına gibi kıtanın üzerinde asılı duruyor. Deutsche Bank ve Societe Generale’deki milyarder tekel patronlarının hisse senedi hesapları için, Avrupa halkı savaşın kıyma makinesinden geçmelidir. Ortaya çıkan savaş ekonomisi, ezilen halkların ve doğanın yağmalanmasını ve yok edilmesini yoğunlaştırıyor. Daha da büyük bir hızla, gezegen çöküşün eşiğinde. Değerli kaynakların en yakın birikintileri, savaş makinesi tarafından gereksiz yere yutulmak üzere yeryüzünden sökülecek. Endüstriyel ilerlemenin ve bilimsel atılımların az sayıdaki umut ışığı yok edildi veya acımasız yıkım makinelerine dönüştürüldü. Mühimmat, tanklar, toplar - ordunun cephanelikleri boşaltılıyor ve doğuya gönderiliyor. Kâr makinesi çalışıyor, savunma sanayi hisseleri tavan yapıyor, milyarderleri bitmek bilmeyen krizden bir kez daha büyük savaş kurtaracak: Böylece Moller-Marsk deniz ticaretinin kontrolünü elinde tutabilirler. Alman tekel efendileri Ukrayna’nın buğday, kara toprak ve titanyum yataklarına el koysunlar diye. Fransız ve Alman generaller ve genel müdürler Afrika, Asya ve Doğu Avrupa halklarını Brüksel’deki kalelerinden yağmalamaya devam edebilsinler diye. Bu dünyanın sömürücü sınıfın pençesinde kaldığı her gün, insanlık için kayıp bir gündür.
Ülkelerimizde burjuvazinin bu egemenliği, sanayisizleştirme, niteliksizleştirme, yıkım ve diğer halklara karşı savaş ve faşizm tehdidi anlamına gelir. Sömürücüler, Almanlar, Fransızlar ve ayrıca Danimarkalılar için yararlı olan şey, gençlerin geleceğini ve hayatını mahveder. Ancak Avrupa Kalesi kum üzerine inşa edilmiştir. İtalya’nın liman işçileri ve çelik işçileri, İngiliz demiryolu işçileri ve Fransız rafineri işçileri şimdiden kaleyi titretiyor. Yunanistan’daki genel grev ve tüm Fransız halkının Macron’un olağanüstü hal rejimine karşı mücadelesi şunu gösteriyor: işçi sınıfı güçlü. Tarihimizin baharındayız, yenilgileri atlatabilir ve gücümüzü yeniden toplayabiliriz. Emperyalizm zayıftır, küçük finansal spekülatörler ve milyarderler kliğinin yönetimi, Avrupa’daki mücadele eden işçilerin ekonomik taleplerinden siyasi mücadelelerine ne kadar çok ve hızla geçerse, giderek daha da istikrarsız hale gelmektedirler.
Halkın, tekelci efendilerin yağma savaşlarının bedelini işleriyle veya çocuklarının canlarıyla ödemesinde hiçbir çıkarı yok. Sömürücülerin savaşları, proletaryaya ve halkın kurtuluşuna karşı savaşlardır. Bu son sömürücüler toplumunun zayıflığının daha ne kadar devam edeceği, daha ne kadar savaş başlatabilecekleri, tüm ülkelerin işçi sınıfının, halkının ve savaşan gençliğinin sorunudur. Sorun Kalelerimizi, örgütlerimizi, insanlığı özgürleştirme ve sosyalizmi inşa etme gücümüzü ne kadar çabuk inşa sdip etmeme sorusu.dur Ya sömürücü sinifa karşı başkaldırıya önderlik ederek bu savaşı bitirecek olan biz işçi sınıfı gençleri olacağız ya da bizim neslimiz halkların katledilmesinin dehşetine düşecek. Yüksek teknoloji ile çalışan makineleri inşa etmek ve işletmek için, Eurofighters, Eurohawks, Leclerc ve Leopards kullanmak için, lojistik için, siperlerdeki kirli işler için — tüm bunlar için militaristlerin genç işçilere ihtiyacı vardır. Kapitalizmin bize bu kanlı zanaattan başka sunacağı bir şey yoktur. Ukraynalı ve Rus kardeşlerin acı deneyimleri onlara olduğu kadar bize de şunu gösteriyor Savaşa karşı ayağa kalkmaktan başka çare yoktur! En önemli görevimiz: Proleter devrimi zafere götürmenin en hızlı ve en etkili yolunu bulmak ve bu arada muhtemelen insanlığı yok edebilecek üçüncü bir emperyalist dünya savaşı tehdidini önlemektir.
- Bu, ortak pratik eylem yapmamızı gerektirir!
- Ve böylece “Devrimler savaşları sona erdirir — Barış kızıldır” sloganımız, bizim ve diğer ülke gençlerinin kendilerinin olarak benimsediği bir slogandır!